Son nefesimi verdiğimi o an fark ettim. Göğsümün sıkışması ve kulaklarımda çınlayan uğultudan sonra, bir süre etrafta tuhaf bir sessizlik oldu. Gözlerimi yeniden açtığımda ne bedenim ne de eskisi gibi bir dünya kalmıştı. Simsiyah bir sis, ayaklarımın altını kaplayan soğuk taşlar ve belirsiz bir gökyüzü… Şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışırken, benzer bir korkuyu yaşayan pek çok insansı siluetin arasında buldum kendimi.

Bu neresi, diye düşünüyordum. Etrafımdaki diğer ruhlar titriyor, çaresizce farklı yönlere savruluyorlardı. Ben de korkuyordum ama sanki bir şeyler beni tutup sakinleştiriyordu; belki de içimdeki o yarım kalmış cesaret. Hâlâ “ben” olduğumu hatırlamaya çalışırken, karşımda garip bir figür belirdi.

Başında kanatlı bir şapka, elinde yılanların dolanmış olduğu bir asa… Hiçbir şey söylemeden, gözlerime bakıyordu. Bakışı o kadar derindi ki o an kim olduğumu, hangi hayatlardan geçip geldiğimi sanki o da biliyordu. Anladım ki bu figür, buraların rehberi – Hermes’ti. Ürperdim. İnsana benzeyen ama insandan fazla bir hâli vardı.

Hafif bir el işaretiyle beni çağırdı. Çaresiz, sisli gölgeleri yararak ona doğru yürüdüm. “Şimdi benimle gel,” der gibi bir bakış attı. Sesini duymuyordum ama içimde bir yerlerde, “Haydi devam et,” diyordu. Diğer ruhlar da yaklaştı, korku ve ümitsizlikle ona sarılıyorlardı. Bense derin bir nefes aldım. Bir kalp atışı gibi hissedemediğim, ama yine de varlığını bildiğim o son canlı kıvılcım — içimde dolanıp durdu.

İlk adımı attığımda, yer sarsıldı sandım. Birkaç adım sonrasında, sanki havada yürüyormuş gibiydim; aşağıda karanlık bir nehir, iskelet kayalıklar ve ucu bucağı olmayan bir uçurum vardı. Ben yürüdükçe ışıkla gölge dans ediyormuş gibi dağılıyor, sisler çekiliyordu. Hermes önde, ben hemen onun arkasında. Etrafımda inleyen, yakaran ruhlar… Aralarında bazısı benimle konuşmaya çalıştı ama kelimeler yitip gidiyordu.

Sonra, bütün bu sessizliği delen bir tür çarpıntı duydum. Kalbimin sesi olmalıydı, çünkü bedenim olmasa bile varlığımdaki titreşimi hissedebiliyordum. Geri dönme şansım var mıydı? Ya da dönmek istiyor muydum? Bunlar kafamda çarpışırken, Hermes asasını hafifçe yere vurdu.

Etrafı aydınlatan küçük mavi alevler belirdi. “Bunlar yolun işaretleri,” diye düşünmek geçti aklımdan; tıpkı bir gece yürüyüşündeki işaret fişekleri gibi… Ve tam o an fark ettim: Burada tek başıma değildim, evet; ama yolumu bulmanın sorumluluğu bana aitti.

Derin bir iç çekerek, bir adım daha attım. İçimde tarifsiz bir merak hissi uyanmaya başladı. Burası bir son mu, yoksa yeni bir başlangıç mıydı? Şimdiye kadar doğrularım, yanlışlarım, pişmanlıklarım, sevinçlerim—hepsi uzak bir masal gibi geride kalmıştı. Ayaklarım karanlığa doğru ilerliyor ama sanki ruhum bir şeyleri keşfetmek için yanıp tutuşuyordu.

Hermes başını çevirip bana son kez baktı. Gözlerindeki o bilgece ifade bana “Korkma,” diyordu. İşte o bakış, beni bir anda rahatlatan, belki de yeraltına inmekten korkmayacağımı söyleyen sessiz bir onay oldu. Diğer ruhlar çaresizlik içinde ağlaşıyor, bana tutunmaya çalışıyordu. Onları bir an omzumun üzerinden seyrederken içimde hem bir hüzün hem de garip bir cesaret peyda oldu.

Yavaşça eğilip oradakilere de elimi uzattım, ama dokunur dokunmaz bir rüzgârla toz olup dağıldılar. Kimisi benim elimden tutmak istiyordu, kimisi tam tersi kaçmaya çalışıyordu. Etrafımızda fırtınaya benzer bir uğultu yükseldi; sanki tüm dünya çığlık atıyordu.

Sonra Hermes ilerlemeye devam etti. Ve ben de… Adım adım, bilinmeze. Ama artık korkmuyordum. Çünkü hissettiğim şey bir son değildi; yaşadıklarımdan daha derin ve sırlarla dolu bir yolculuğun başlangıcıydı. Karanlık görünüyordu, ama içimdeki kıvılcım, belki de tüm gölgeleri aydınlatacak türden bir ateşe dönüşebilirdi.

Hermes’in dediği gibi: “Bazen bitiş, sadece yeni bir sayfanın kapısıdır.”

Ve böylece, hayata dair bildiğim her şey belirsizliğin sisinde şekil değiştirirken, kendi yolculuğumun en büyük sırrına doğru yürüdüm. Kendi hikâyemin bitişini, aynı zamanda yeni bir hikâyenin başlangıcına dönüştürmekteydim.

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir